Osmanlý ve Peabody Martini Henry tüfekleri

Started by Pars, 12 Kasm 2012, 09:28:55

« nceki - sonraki »

0 Members ve 1 Ziyareti konuyu incelemekte.

Pars



Osmanlý ve Peabody Martini Henry tüfekleri (alýntýdýr)

Osmanlý Ýmpratorluðu'nun son dönemlerinde Winchester ve benzeri model olan Martini tüfekleri çok bilinen isimlerdi. Sultan Abdülaziz (1861-1876) ordunun modernizasyonu konusunda çok ciddi çabalar sarf etmiþtir. Çok güçlü bir donanma kurdurmuþtur. Ayný zamanda kara ordusu içinde büyük atýlýmlar yapmýþtýr. Özellikle piyade sýnýfýnýn güçlendirilmesi, Rus tehlikesi karþýsýnda hayati önem taþýyordu. Bu arayýþlar çerçevesinde Amerika ile yakýn iliþkiler kurulmuþ ve 1872 yýlýndan itibaren Winchester ve Henry Martini tüfeklerinden alýnmasýna karar verilmiþtir. 600.000 civarýnda tüfek (genel olarak Henry Martini) bu süreçte Osmanlý Ordusunda hizmete girmiþtir. Böyle bir modernizasyon çok önemli bir geliþme olup 1877-1878 (93 harbi) Osmanlý-Rus Savaþýnda kendisini göstermiþtir. Özellikle Plevne Savaþýnda tamamen yeni nesil tüfeklerle donatýlmýþ olan Osmanlý Ordusu, Rus ordusuna inanýlmaz kayýplar verdirmiþtir. Savaþ kaybedilmiþ olsa da (strateijik hatalardan dolayý) modern silahlarla Türk askerinin ne kadar baþarýlý olduðu kanýtlanmýþtýr. Osmanlý Ýmparatorluðu'nda çokca kullanýlan Martini tüfekler (ayný zamanda Büyük Britanya Ýmparatorluðu'nun da ana piyade tüfeðiydi) Türk folklöründe ve edebiyatýnda çokca anýlmýþ ve 1887 den itibaren Alman Mauser'lerine yerlerini býrakmýþlardýr. (Eski tabiri ile "Mavzer" de yine Türk edebiyatýnda ve folklöründe yer almýþ baþka bir silahtýr.)

Takvimler 1878'i gösterirken 93 harbi diye meþhur Osmanlý-Rus Savaþý henüz neticelenmiþ, Çatalca istihkâmlarýný atlayan Ruslar Yeþilköy (Ayastefanos) tabyalarý önüne kadar gelmiþti. Rus birliklerinin top talim sesleri Ýstanbul saraylarýnda iþitiliyor, halk tedirgin, düþman önünden kaçýp Ýstanbul'a sýðýnan Rumeli muhacirleri yorgun, bezgin, mülteci Bâb-ý âli, Rus hükümetiyle þartlarý çok aðýr bir anlaþmayý görüþmede! Yüzlerce yýllýk Türk yurdu Rumeli bir hiç uðruna gitmek üzere? Ýþte tam bu felaket günlerinde hükümet bir misafir haberi alýr. Birkaç ay önce görevi sona eren eski ABD baþkaný ve iç savaþýn kahramaný General Ulysses S. Grant, ailesiyle birlikte çýktýðý dünya turunda istanbul?a da gelecektir. Osmanlý Ýmparatorluðu, Rus barýþýnýn gölgesinde misafir aðýrlamaya hazýrlanýr.

Aslýnda gelen misafir kýtalar ötesi de olsa Osmanlý Devleti için uzak bir isim deðildi. Osmanlý, ABD ile bu baþkanýn devrinde yakýnlaþma içerisine girmiþ, özellikle Türk-Amerikan silah ticareti önemli rakamlara ulaþmýþtý. Sultan Abdülaziz in saltanatýnda Osmanlý devleti Washington?a ilk elçisi Edward Blak (Bulak) Bey'i gönderdi. Bu sýrada 1861-65 iç savaþýnýn ardýndan ABD ordusunun elinde kalan silah stoklarýnýn en büyük taliplisi Osmanlý Devleti olmuþtu. General Grant?ýn baþkanlýða gelmesiyle de yeni üretim silahlarýn alýmýna gidildi. 1870'de 50 bin adet Springfield marka yeni tüfek 25 bin Ýngiliz lirasý indirimle sipariþ edildi ve silah alým miktarý hýzla yükseldi. 1876 yýlýndan 1878 yýlýna kadar satýn alýnan Martini-Henry, Peabody Martini ve Winchester tüfekleriyle bu tüfeklerin mermi, kovan, süngü ve diðer mühimmatý için ABD þirketlerine 5 milyon 335 bin dolar ödeme yapýlmýþtý. Yoðun ticari münasebetlerle taraflarýn birbirine ilgisini de artý. Sultan Abdülaziz, Beyaz Saray?ýn kabul salonuna serilmek üzere 400 kilogram aðýrlýðýnda el dokuma nadide bir Uþak halýsý göndermiþ ve halý ABD ?de çok ilgi görmüþtü. Hediyeleþmeler bu þekilde devam etti ve yakýnlýk daha da ilerledi. 1872?ye gelindiðinde geliþen iliþkilerin niþanesi olarak bir ziyaret gerçekleþtirildi. Baþkan Grant?ýn oðlu Teðmen Grant ile General Sherman Ýstanbul?u ziyaret ederek Osmanlý Sarayýnda Sultan Abdülaziz?in konuðu oldular.

1878 yýlýnda ise Baþkan Grant ailesi ile birlikte Osmanlý padiþahý 2. Abdülhamit'i Yýldýz Sarayýnda bizzat ziyaret etmiþtir. General Ulysses S. Grant, Osmanlý Devleti'ni ziyaret eden ilk ABD baþkanýdýr.
''Ýyi düzenlenmiþ bir Milis, özgür bir Devlet'in güvenliði için þart olduðundan, halkýn silah bulundurma ve taþýma hakký ihlâl edilemez!." Amerikan Anayasasý"

Pars

(devam)


Debreli Hasan'ýn ateþ edip, daðlarý inlettiði ve sesini Drama mahpusunda yatan dostlarýna dinlettiði veya Hekimoðlu isimli eþkýyanýn kendi nesli için aynalýsýný yaptýrdýðý tüfeðin gerçek adý, "Peabody Martini Henry" aslýnda. Biz "martin" deyip iþin içinden sýyrýlývermiþiz. :)
Bu tüfeklerden günümüzde Anadolu?da tek tük de olsa rastladýðýmýz, üzerinde Sultan Abdülaziz'in tuðrasý bulunan modellerinin ilginç bir öyküsü var. Bu öykü Amerika da baþlayýp Rumeli'ye, oradan Sibirya'ya ve oradan da Japonya'ya kadar uzanýyor. 1850'li yýllarda ordusunun tüfek ihtiyacýný, baþta Ýngiltere, Fransa ve Belçika olmak üzere Avrupa ülkelerinden karþýlayan Osmanlý devleti, iç savaþ (1861-1865) sýrasýnda, silah sanayisi çok geliþen ABD'ye yöneldi. Ýç savaþýn baþlarýnda Kuzeyliler ve Güneyliler aðýzdan dolma tüfekler ile çarpýþýrken, savaþýn son yýlýnda Kuzeyliler, seri atýþlý Henry tüfeklerini kullanmaya baþladýlar. Güneyliler bu tüfekleri , "Akþamdan doldurulup, bütün gün ateþ eden lanet Yankee tüfeði!" diye tanýmlýyordu. :)
Ancak bu tüfeklerden sadece 10.000 tane üretilip Kuzey ordusuna verilebildi. Savaþ Kuzey'in zaferi ile bittiði için artýk yeni silahlara ihtiyaç yoktu. Yenik Güney ordusu daðýtýldý, zaferi kazanýp ABD?nin birliðini yeniden saðlayan Kuzey ordusu ise küçültüldü. Osmanlý devletinin aksine zayýf ve zararsýz komþulara sahip ABD?nin büyük bir orduya ihtiyacý olmadýðý gibi, tek uðraþý artýk Kýzýlderililer ile uðraþmak olan bu ordunun, böyle bir iþ için modern silahlara ihtiyacý yoktu.
Peabody Martini Henry, 1872 yýlýnda Ýngiliz ordusunda hizmete girer ve 1893 yýlýnda þarjörlü Lee-metford tüfeði çýkana dek kullanýlýr. Zulu savaþý vb. gibi koloni seferleri sýrasýnda Ýngiliz baþarýlarýnýn anahtarýdýr. 1893 yýlýndan sonra ise Afrika sömürgelerinde oluþturulan polis kuvvetleri ile Hint ve Mýsýr ordularýný donatýr. 1. Dünya Savaþý sonuna kadar bu birlikler tarafýndan kullanýlýr.
Ýngiliz Ordusu haricinde bu silahý benimseyen tek ülke Osmanlý Ýmparatorluðu'dur. Henry tüfeðinin daha geliþtirilmiþ bir modeli olan ve artýk Winchester adýný alan tüfekler için 1866?da ilk sipariþ verildi. Seri atýþlý, 44 kalibrelik ve 200 metreye yakýn etkili menzili olan bu tüfekler, 93 Harbi (1877-1878) sýrasýnda Osmanlý süvarilerince kullanýldý. Tüfekler özel olarak Osmanlý devleti için üretildiðinden niþangahlarýndaki rakamlar Türkçe (Arap harfleriyle) kazýnmýþtý.
Ancak Osmanlý devletinin uzun menzilli bir piyade tüfeðine ihtiyacý vardý. Bu konuda gerekli incelemeleri yapmak için Albay Rüstem Bey baþkanlýðýnda bir heyet 1869 yýlýnda ABD?ye gönderildi. Bunu diðer heyetler izledi ve sonunda, ABD?de üretimine yeni baþlanan ve ayný anda benzer bir modeli de Ýngiltere?de Ýngiliz ordusu için üretilen ?Peabody Martini Henry? veya bizdeki söyleniþi ile ?Martini? tüfeklerinin alýmýna karar verirdi.
Martini tüfekleri, 1.300 metreye ulaþan etkili menzilleri, kalitesi ve kullaným kolaylýðý bakýmýndan, Osmanlý Devleti'nin en büyük rakibi olan Rus ordusunda kullanýlan benzer kategorideki 1867 model Krnka ve 1868 model Berdan tüfeklerinden daha üstün durumdaydý.
1871 yýlýnda Amerikalý silah üreticisi "Peabody" ile kontrat yapýldý. Martini tüfeðinin tanesine 15 dolar ödenecekti, ayrýca her bir süngü için de 1,25 dolar daha ödenecekti. Böylece tüfeklerin tanesi 16,25 dolara geliyordu. 1872 yýlýndan baþlamak üzere beþ yýllýk bir süre içerisinde, 50.000 tanesi Mýsýr Hýdivi Ýsmail Paþanýn hediyesi olmak üzere 600.000 adetten fazla Martin tüfeði Osmanlý ordusuna verildi. Bu tüfekler de Osmanlý ordusu için özel olarak üretildiði için niþangahlarýndaki rakamlar Türkçe kazýnmýþtý. Ayrýca tüfeklerin sað gövdesinde Osmanlý Sultaný Abdülaziz Hanýn tuðrasý ve onun altýnda da tüfeklerin seri numaralarý (yine Türkçe) kazýnmýþtý.
93 Harbi (1877-1878) sýrasýnda Martini tüfekleri görevlerini baþarý ile yaptýlar ama Plevne Savaþý sonunda 50.000 tanesi ve Kars Kalesinin düþmesi sonucu 40.000 tanesi Rus ordusunun eline geçti. Rus generaller bazýlarýnýn, "Düþman silahý kullanmak þerefsizliktir!" laflarýna bakmayýp, kendi ellerindeki tüfeklerden daha üstün olan Martin tüfekleri ile askerlerini silahlandýrdýlar. Bu olay tarihe 'Rus þerefsizliði' olarak kazýnmýþtýr. 1904-1905 Rus-Japon Savaþý sýrasýnda Sibirya?daki bazý Rus birliklerinde hala bu silahlar vardý.
Ruslar ellerine geçen Türk Martini'lerinin 9000 tanesini de, 1882 yýlýnda Japonlara sattýlar. Japonlar bu tüfeklerin üzerine Ýmparatorlarýnýn mührünü kazýdýlar, niþangahtaki Türkçe rakamlarýn üzerine de Japonca rakamlar kazýndý. Japonya ABD?ye saldýrmadan bir yýl öncesine yani 1940 yýlýna kadar bu tüfekler Japon Askeri Okullarýnda kullanýlmaktaydý.
Osmanlýlar ise kýsa süre sonra Almanya?dan son model Mauser (Mavzer) tüfekleri almaya baþladýlar. Birliklere yeni Mauser'ler gönderildikçe, artýk modasý geçmeye baþlayan Martini'ler depolara konulmaya baþladý.
1890?larýn baþýnda Ermeniler ayaklanmaya baþlayýnca, asi Ermeni çeteleri ile mücadele amacý ile Doðu ve Güneydoðu Anadolu?da Hamidiye Alaylarý kuruldu. Depolardaki Martini tüfekleri yeni oluþturulan bu birliklere daðýtýldý. Bugün Anadolu?da tek tük de olsa rastladýðýmýz Martin tüfekleri, büyük olasýlýk ile Hamidiye Alaylarýný oluþturan gönüllü yöre halkýna daðýtýlan silahlardýr.
Günümüzde tek tük olsa bile rastlayabiliyoruz onlara...
''Ýyi düzenlenmiþ bir Milis, özgür bir Devlet'in güvenliði için þart olduðundan, halkýn silah bulundurma ve taþýma hakký ihlâl edilemez!." Amerikan Anayasasý"

ertogrul12

çok önemli bilgiler ve büyük paylaþým. gerçekden emenize saðlýk. çok hoþuma gitti açýkcasý... Böyle bir konu açtýðýnýz için sizi kutlarým..
Air Arms S410 Bolt Action 60+ FPE + Busnell Red-Dot K.A Diopter Design + Hornet-1(32 grains)
Daystate Air Ranger 50 FPE .177 Cal + Nikko Stirling Dimond 10-50x60
[IMG]http://i25.tinypic.com/9r7hpj.jpg[/img] [IMG]http://i1232.photobucket.com/albums/ff363/ertogrul12/hornet1.jpg[/img]

bsR

Deðerli bilgiler için teþekkürler. Mauser öncesi dönem pek bilinmez, o açýdan oldukça aydýnlatýcý gerçekten..
STEYR LG110 FT .177
AA S500 Xtra FAC .22

bircandiraz

Gerçekten okurken bile içinde uçtum yazýnýn teþekkkürler.